Türkiye, TikTok’tan en çok içerik kaldırtan ikinci ülke: 250 kaldırma, 200 erişim engeli

Türkiye, TikTok’tan en çok içerik kaldırtan ikinci ülke: 250 kaldırma, 200 erişim engeli

TikTok’un paylaştığı verilere göre Türkiye, 2021’in ilk altı ayında dünyanın en çok içerik kaldırma talebinde bulunan ikinci, en çok içerik kaldırtan üçüncü ülkesi oldu. İkinci 6 aylık dönemde ise yine yasaları ihlal ettiği gerekçesiyle 113 ayrı erişim engelleme talebinde bulunuldu ve 200 içerik erişime engellendi

ALİ SAFA KORKUT
TikTok, Şeffaflık Merkezi’nde 2021 yılına ait içerik kaldırma taleplerini gösteren “Resmi Makamların İçerik Kaldırma Talepleri Raporu”nu yayımladı. Türkiye, dünya genelinde hükümetlerden gelen kaldırma talepleri ile bu taleplerin kaçının işleme konduğuna dair verileri gösteren raporda, Google ve Twitter’ın yayımladığı raporlarda da olduğu gibi yine zirveyi zorlar bir konumda yer aldı. Rapora göre Türkiye resmi makamları, 5651 Sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”u ihlal ettiği gerekçesiyle Ocak 2021-Haziran 2021 döneminde 113 ayrı kaldırma talebinde bulundu. Türkiye, bu veriyle dünyada Rusya’nın ardından en çok içerik kaldırma talebinde bunan ikinci ülke oldu. Üçüncü sırada ise 9 Ekim 2020’den 21 Kasım 2021’e kadar TikTok’a erişimi uzun aralıklarla tam dört kez yasaklayan, 94 içerik ile Pakistan yer aldı. Türkiye, kaldırma talebinde bulunulan içerik sayısı bakımından da 24,201 içerik ile Pakistan, 2103 içerik ile Rusya ve 375 içerik ile İsrail’in ardından dördüncü sırada yer aldı. Rapora göre Türk resmi makamları, 2021’in ilk altı ayında TikTok’tan 270 içerik için kaldırma talebinde bulundu. Bu kaldırma talepleri kapsamında kaç içeriğin kaldırıldığına dair verileri de paylaşan TikTok, 250 kaldırma ile Türkiye’nin, 19,239 veri ile Pakistan ve 894 veri ile Rusya’nın ardından dünyanın en çok içerik kaldırtan üçüncü ülkesi olduğunu belirtti. Türkiye’nin 2021’in ilk altı ayındaki içerik kaldırma karnesini 2020’nin ilk altı ayı ile kıyasladığımızda ise kaldırma talepleri ve kaldırılan içerik sayısında büyük bir artış olduğu görülüyor.

2021’in 2. yarısında 200 içerik erişime engellendi

TikTok, 2021’in ikinci yarısındaki içerik kaldırma taleplerine dair verilerini resmi internet sitesinden yayımlamadı ancak TikTok Türkiye yetkilileri, 19 Ocak’ta TBMM Dijital Mecralar Komisyonuna sunduğu raporda Haziran - Aralık 2021 döneminde Türkiye resmi makamlarından 113 erişim engelleme talebi alındığını; büyük bir kısmı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) tarafından yapılan bu talepler sonucunda 200 video ve 18 hesaba erişimin kısıtlandığını belirtti.

Ertuna: Unutulma hakkı, yolsuzluk ve usulsüzlük içeriklerini kaldırmak için kullanılıyor

Gazeteci ve akademisyen Can Ertuna, genel olarak içerik kaldırma kararlarına dair bütüncül bir olumlu ya da olumsuz yorum yapmanın mümkün olmadığını söyledi. İçerik kaldırma ve erişim engellemelerinin yasal dayanağı olan 5651 sayılı kanunun sekiz ve dokuzuncu maddeleri ile unutulma hakkını değerlendiren Ertuna, bunların hukuk sisteminin sağlıklı işlediği ülkelerde temel bir hak olduğunu ancak Türkiye’de yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvetle ilgili içerikleri kaldırmak için kullanıldığını belirtti. İçerik kaldırma kararlarının hukuk sisteminin iyi işlediği ülkelerde faydalı olduğunu söyleyen Ertuna, “Bu kararların oralarda daha çok, kişi ve kişilik haklarını koruma şeklinde gerçekleştiğini görüyoruz ancak oralarda dahi neyin sansür, neyin kişilik hakkını güvence altına almaya dönük bir karar olduğu yönünde bir tartışma var. Bu zaten küresel ölçekte de güncel koşullar çerçevesinde yanıt aranan bir soru ve bu ince çizgi Türkiye’de bizi çok başka bir noktaya görütürüyor” dedi. Ertuna, sansür ifadesinin kaldırma kararı çıkan içeriklere göre kullanıldığını söylerken MEDAR raporuna atıfta bulunarak içerik kaldırma kararlarıyla en çok karşılaşan gazetelerin, yolsuzluk ve usulsüzlük konularını haberleştirip muhalefetin sesine de yer veren yayımcılar olduğunu belirtti. Hal böyleyken kaldırma kararlarının sansür olarak değerlendirilmesinin normal olduğunu kaydeden Ertuna, “Erişim engelleme ve kaldırma kararı en çok yolsuzluk, usulsüzlük ve görevin kötüye kullanılması konulu içeriklere veriliyor fakat bu kararların gerekçelerine baktığımızda ezici bir biçimde kişilik hakkı ihlali, unutulma hakkı ya da ticari itibarın zedelenmesinin öne sürüldüğü görülüyor” diye konuştu.

Kütküt: Kısıtlamalar, Türkiye’deki demokratik atmosferden bağımsız değerlendirilemez

Dijital iletişim uzmanı Özgür Mehmet Kütküt, veriler üzerinden daha doğru bir sonuca ulaşabilmek için ülkelere göre TikTok’taki kullanıcı ve toplam içerik sayılarına ihtiyaç duyulduğunu söylerken “Yine de rapordaki mevcut verilerden Türkiye’nin oldukça yüksek bir talep ve kaldırma oranına sahip olduğunu görüyoruz. Bu durum Türkiye’nin gerileyen demokrasi karnesini anımsatıyor. Bu açıdan sosyal medya üzerindeki kısıtlamaların Türkiye’deki genel demokratik atmosferden bağımsız değerlendirilemeyeceğini düşünüyorum” dedi. Türkiye’nin, teknolojiyi kendi mevzuatına uyumlaştırırken ifade özgürlüğü, kişilik hakları gibi konularda doğru çerçeveleri çizemediğini söyleyen Kütküt, 5651 sayılı kanun hakkında “Dijital yasadaki tanımları anlamakta zorlanıyorum. Bu noktada yasanın mutlaka değiştirilmesi gerektiği fikrine katılıyorum ancak ülkemizde hukuk sistemiyle ilgili temel sorun mevzuattan çok, uygulamada. Bu açıdan uygulamada mevzuatın ötesinde bir yaklaşım değişikliği gerekiyor” diye konuştu. TikTok’un politik bir alan olduğuna değinip, özellikle platformdaki işçi sınıfının toplumsal muhalefet için bir kıvılcım olduğunu söyleyen Kütküt, “Ben TikTok’u işçi sınıfının mecrası olarak tanımlıyorum. Burada daha çok muhalefetin gündeminde olan konular işçi sınıfı tarafından ele alınıyor. Bugün yaşadığımız ekonomik krizin, doğrudan mağdurları aracılığıyla TikTok’ta yeniden tanımlandığını görüyoruz. Bu krizin toplumda yarattığı çaresizlik halinin, direkt mağdurları tarafından sergilenmesi de ekonomik krizden işçi sınıfı kadar etkilenmeyen insanları da işçilerin yanına çekiyor” dedi. Bu sayede uygulamanın daha popüler hale gelip kullanıcı sayısını artırdığını belirten Kütküt, “Sosyal mecralar daha geniş bir kullanıcı tabanına eriştikçe daha fazla baskı ve sansür altına girme riski taşıyorlar. Mecra, popülerleştikçe dikkat çekiyor ve sansüre uğrama riski de artıyor. TikTok’taki kitlenin, güncel sorunlarının artmasıyla dilini keskinleştirmesi de buraya daha fazla dikkat çekilmesine sebep olmuştur. TikTok popülerleştikçe belli alanlardaki şikayet ve raporlama süreçlerinin artması da muhtemel” ifadelerini kullandı.