Sosyal medya platformları seçmen iradesini nasıl manipüle ediyor?

Sosyal medya platformları seçmen iradesini nasıl manipüle ediyor?
Türkiye’de siyasi partilerin sosyal medyadaki reklam harcamalarına dair veriler mikrohedefleme stratejilerinin kutuplaşmayı arttırdığını ve kadın seçmeni dışladığını ortaya koyuyor AYÇE İDİL AĞCA Teknoloji devlerinin izleyen Gözlemevi İnternet ve Toplum Araştırmaları Merkezi’nin 14 Mayıs seçimleri öncesinde  Seçim 2023 Reklamlarını izleyerek ortaya koyduğu verilere göre, Türkiye’de seçmen iradesi mikrohedefleme pratikleriyle manipüle ediliyor olabilir. Sosyal medyada sıklıkla kullanılan mikrohedefleme, hedef kitlelere özelleştirilmiş mesaj ulaştırmayı amaçlayan bir strateji. Ancak uzmanlara göre seçim kampanyalarında kullanılması demokrasi açısından büyük sorun oluşturuyor.

Türkiye’de mikrohedefleme nasıl yapılıyor? 

Gözlemevi kurucusu Handan Uslu mikrohedefleme kullanımını şöyle anlattı: “Örneğin profil isimlerimizde yer alan ‘TC’ ifadeleri, fotoğraflarımızda bulunan bayraklar ve Osmanlı tuğraları gibi bilgiler, bize siyasi mesajlar iletmek amacıyla kullanılıyor. Facebook'un bu tür bilgilerle siyasi profilimizi ve eğilimlerimizi anlayabileceği belirtiliyor” Ancak mikrohedeflemede kullanılan tek veri profil fotoğraflarımız veya isimlerimiz değil Konum verileri dahi mikrohedefleme için temel oluşturuyor: “Örneğin, bazı kişilerin Cuma namazı saatlerinde aynı anda Facebook, Instagram ve WhatsApp'a giriş yapmamaları, [bu şirketlerin sahibi olan] Meta'nın bu bilgileri toplayarak Cuma namazını cemaatle kılmaya yönelik tercihlerle ilgili çıkarımlarda bulunabileceği anlatılıyor.” Meta'nın verileri sürekli olarak internet kullanımıyla ilgili veri topladığına dikkat çeken Uslu’ya göre, internette gezinme alışkanlarımız ve bunlardaki değişiklikler, tüketim alışkanlıkları, fotoğraflarımız, neyi ne zaman yaptığımız gibi birçok veri, üzerinden yapay zeka tarafından çıkarımlar yapılabiliyor. “Platform zaman içinde hem bizim davranışlarımızdaki değişimi hem de arkadaş çevremizdeki değişimi gözlemleyebilir; karakter, fikir ve davranışlarımızdaki değişimleri takip edebilir.”

Diyalog içinde bir topluma engel

Peki bu yaklaşım demokrasiye nasıl zarar verebilir? Facebook'un reklamlarla siyasi hedefleme yapmasının diyalog içinde olan bir topluma erişilmesi karşısında büyük bir engel olduğunu söylüyor Uslu: “Siyasi mikro hedefleme reklamları, normal reklamlar gibi etkileşimi artırmak üzere kullanıcılara iletiliyor. Yani en çok tıklayarak etkileşime gireceğiniz reklamlar size gösteriliyor, bu da genelde kendi fikrinizle uyuşan reklamlar oluyor. Kutuplaşmanın olmadığı, farklı görüşlerin birbirine saygı duyduğu bir topluma erişmek istiyorsak, Facebook siyasi mikro hedeflemesine sınırlar getirilmeli.”

Herhangi bir kamu denetimi yok

Mikrohedefleme ayrıca, eşit olmayan rekabet koşulları üretiyor, çünkü büyük bütçeli siyasi partilere ve adaylara avantaj sağlıyor. Uzmanlara göre, sosyal medyada mikrohedefleme adil seçimler için mutlaka denetlenmesi gereken bir alan. Ancak halihazırda Türkiye’de mikrohedeflemenin potansiyel sorunlarını ve kötüye kullanımını önlemeye yönelik politikalar ve düzenlemeler bulunmuyor. Uslu’ya göre Facebook, reklam kütüphaneleri oluşturmak ve reklamlar konusunda daha katı kurallar uygulamak gibi bazı adımlar atsa da, platformun reklam politikalarının hala yüksek derecede mikro hedeflemeye izin veriyor: “Siyasi aktörlerin belirli kullanıcı gruplarına, genellikle herhangi bir kamu incelemesi veya gözetimi olmaksızın, özel mesajlar iletmesine olanak sağlıyor. Bu tür uygulamalar sosyal bölünmeleri şiddetlendirme, yanlış bilgi yayma ve halkın siyasal süreçlere olan güvenini sarsma riski taşıyor.”

Algoritmik cinsiyet ayrımcılığı seçimlerde eşitsizlik yaratıyor

Gözlemevi’nin bulgularına göre Meta, Facebook ve Instagram'daki siyasi reklamları reklamverenin hedef kitle tercihinden bağımsız olarak ağırlıklı olarak erkeklere gösteriyor. Mart ayında cinsiyet ayrımı gözetmeden reklam yapan siyasi reklamların %71i erkeklere gösterildi. İncelenen 9 hesap arasında, reklamları en çok erkeklere iletilen hesaplar %90 ile Sinan Oğan, %77 ile Yakup Türkal, %75 ile AK Parti’ye ait. Verilere göre ise, kadınlara özel reklam hedeflemesini sadece Deva Partisi gerçekleştirmiş. Gözlemevi’nin analizine göre, bu durum Türkiye’de yaklaşan seçimlerde eşit temsil eksikliğine işaret ediyor. Uslu, bu sorunu şöyle özetliyor: “Demokratik ilkeleri gözeten daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir siyasi ortamın sağlanması için algoritmik ayrımcılık giderilmeli. Siyasi mikro hedefleme, kadınların siyasi içerikten yeterince faydalanmalarına engel oluyor. Mikro hedeflemenin sebep olduğu bilgi ekosisteminde, kadınların siyasi tartışmaların önemli bir kısmından dışlanıyor. Bu durum, demokratik süreçlerin sağlıklı bir şekilde işlemesine engel oluyor ve kadınların siyasi süreçlere katılımında dezavantajlı olmasına yol açıyor.”