Yurttaşların kişisel verisinin çalınmasında kusuru olmadığını öne süren İçişleri Bakanlığı, verilerin paylaşıldığı kurumların da veriyi koruma sorumluluğu olmadığını söyledi
ALİ SAFA KORKUT
İçişleri Bakanlığı, e-Devlet sisteminde kaydı bulunan yurttaşların kişisel verilerinin çalınmasıyla ilgili davada verdiği savunmada, verilerin sızdırılmasında sorumluluğu bulunmadığını söyledi.
Free Web Turkey, Haziran ayında yaptığı bir haberle, tüm yurttaşların TC Kimlik numarası, telefon numarası ve hatta ikametgâh adresinin açıktan paylaşıldığını ortaya çıkardı. Ülke gündemine oturan bu veri sızıntısı sonrasında Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Av. Veysel Ok, İçişleri Bakanlığının kusurlu olduğunu öne sürerek bakanlığa manevi tazminat davası açtı.
Sızdırılan bilgiler arasında banka hesap bilgisi, e-okul vesikalık fotoğrafı ve tapu bilgisi gibi verilerin bulunduğunu söyleyen bakanlık, kendisine bağlı olan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünde ise bu bilgilerin değil, sadece kimlik ve ikamet verilerinin tutulduğunu belirtti.
‘Paylaştığımız kurumlar bu verileri korumaktan sorumlu değil’
Tuttuğu verileri “Kimlik Paylaşım Sistemi” üzerinden Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 45. Maddesi çerçevesinde kamu hizmeti sunan kurum ve şirketlerle paylaştığını belirten bakanlık, bu kurumların da veriyi korumaktan sorumlu olmadığını söyledi.
Kurumlar arasındaki veri paylaşımlarının kurumlar arası protokoller ve yüksek güvenlik önlemleriyle yapıldığını söyleyen İçişleri Bakanlığı, “Verinin güvenli olarak hedef kuruma aktarılması sonrasında siber ataklara karşı korunması, veriyi talep eden kurumun sorumluluğunda bulunmamaktadır.” dedi.
İçişleri Bakanlığı ile bakanlığa bağlı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen sistemler üzerinden herhangi bir veri sızıntısı yaşanmadığını belirten bakanlık, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek reddini istedi.
Bilal Erdoğan'ın Free Web Turkey içerikleri için aldırdığı erişim engeli kararına yaptığı itiraz reddedilen Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurdu. Başvuruda erişim engeli kararıyla basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiği belirtildi ve ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep edildi.
Reuters'ın, gazeteci David Gauthier-Villars imzalı, “ABD ve İsveç savcılarının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın adının karıştığı bir yolsuzluk dosyasını incelediklerini" iddia eden özel haberine peş peşe getirilen erişim engellerinin kaldırılmasına yönelik hukuki mücadele sürüyor.
Haber ajansının 26 Haziran’da servis ettiği haberde Bilal Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı ile ABD ve İsveç şirketleri arasında, söz konusu şirketlerin Türkiye piyasasında hâkim konum elde etmesine yönelik girişimlerde bulunduğu iddiası haberleştirilmişti. İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği, haber yayımlandıktan bir gün sonra Bilal Erdoğan’ın talebi üzerine Reuters'in haberi de dâhil 93 çevrimiçi içeriğe erişimi engelledi.
Kararın gerekçesinde, “Kötü niyetli olarak gerçeğin çarpıtılması kabul edilebilir eleştiri sınırlarını aşabilir” denilirken “sırf başka bir yayında yer almış olmasının söz konusu içerikleri haklı ve meşru göstermeyeceği” savunuldu.
Reuters haber ajansı yetkilileri, özel haberlerine getirilen erişim engeli kararına itiraz ederken bu kez ajansın itirazına yönelik haberlere de yine Bilal Erdoğan’ın talebi üzerine erişim engeli getirildi. İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Hakimliğinin 20 Temmuz tarihli kararıyla toplam 282 URL erişime engellendi.
Aynı kararla 27 Haziran’da Free Web Turkey’nin internet sitesinde yayımlanan iki haber, 3 Temmuz tarihli ‘Sansür Gündemi’, 4 Temmuz’da yayımlanan bir başka haber ve Free Web Turkey’nin bu haberlere ilişkin iki tweet’ine erişim engeli getirildi.
Free Web Turkey'nin paylaşımlarının engellenmesi sonrası harekete geçen MLSA, 4 Temmuz’da İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliğine itiraz etti. İtirazın reddedilmesi üzerine dernek, itirazını AYM’ye taşıdı. Başvurusunda, erişim engeli kararıyla basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini belirten MLSA, bu ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep etti.
Başvuruda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları, ilgili yerel mevzuat ve AYM kararları hatırlatılarak siyasetçilerin yanı sıra aileleriyle ilgili “kamu yararı” taşıyan haberlerin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğu belirtildi. Başvuruda, Bilal Erdoğan’ın talebi üzerine alınan kararlara ilişkin, “Bir ifadede, yorumda bulunmaksızın, sadece bir kişinin adının geçmesi sonucunda talepte bulunulması halinde, ilgili ifadeye yönelik müdahale gerçekleşebiliyor ise bu durumda ilgili madde uyarınca eylemlerin sonuçlarının öngörülemez olduğu ortaya çıkmaktadır. Zira durumun bu şekilde olduğu, Sulh Ceza Hakimliğinin kopyala yapıştır şeklinde 282 URL adresini incelemeden karar vermiş olmasıyla da görülebilmektedir” denildi.
MLSA, başvurusunda, bu ihaleler sebebiyle yaratılan ve yaratılacak zararlar için de 100 bin TL tazminat talep etti.
Eski MTÜ rektörü Aysun Bay Karabulut, hakkındaki usulsüzlük iddialarını içeren 91 haberi erişime engelletmişti. 67 haberi engellenen Malatya Haber’in itirazı kabul edildi ve 36 haber üzerindeki erişim engeli kaldırıldı. Hakimliğin gerekçesi ise "Karabulut'un, hakkındaki iddiaları delillendirememesi" oldu.
ALİ SAFA KORKUT
2018-2022 yılları arasında Malatya Turgut Özal Üniversitesinin (MTÜ) rektörlüğünü yapan ve bu dönemde yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarıyla gündeme gelen Aysun Bay Karabulut, “kişilik haklarını ihlal ettiği” gerekçesiyle iddiaları içeren toplam 91 haberi üç farklı kararla erişime engelletmişti.
İkisi 24 Ağustos, biri de 1 Eylül tarihli kararlar kapsamında erişime engellen toplam 91 haberin 67’si kendisine ait olan Malatya Haber, 63 haberin erişime engellendiği 24 Ağustos tarihli karar itiraz etti. Malatya 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen bu kararda yer alan haberlerin 59’unu Malatya Haber, dördünü de Malatya’nın Sesi gazetesinin internet sitesinde yer alanlar oluşturdu.
Malatya Haber’in kararda yer alan tüm haberler için yaptığı itirazı değerlendiren Malatya 1. Sulh Ceza Hakimliği, itirazı kısmen haklı gördü ve 11 Eylül tarihli kararıyla 36 içerik üzerindeki erişim engelinin kaldırılmasına hükmetti. 36 içeriğin 34'ü Malatya Haber'e, ikisi ise Malatya Yeni Ses'e ait.
‘Kişilik haklarının nasıl ihlal edildiği delillendirilemedi’
Hakimlik, 36 haberini 20’si üzerindeki erişim engeli kararını “kişilik hakkı ihlali oluşturacak bir haber içeriğinin bulunmadığı”, “haberlerde yer alan ifadelerin talepte bulunanın şeref ve haysiyetini ihlal edici ve kişilik kişilik haklarını zedeleyici mahiyette değil, basit haber niteliğinde olduğu” ve “hakaret edici tarzda ifadelere yer verilmediği” gerekçeleriyle kaldırdı.
16 haber üzerindeki erişim engeli kararı ise Karabulut’un, “kişilik haklarının nasıl ihlal edildiğini delillendiremediği ve açıklama getiremediği” gerekçesiyle kaldırıldı.
‘Mal varlığına atıf yapıldı’
Hakimlik, karardaki geri kalan 27 haber için yapılan itirazı ise reddetti.
Buna gerekçe olarak ise Karabulut’un şu an rektörlük yapmadığı, Karabulut'un adı geçirilerek yapılan haberlerde kamu yararı bulunmadığı, haberlerde kesin ifadelerle ithamlarda bulunularak ifade özgürlüğünün dışına çıkıldığı, haber değeri olmamasına rağmen Karabulut’un katıldığı etkinlikler ile buralarda çektirdiği fotoğrafların yanı sıra sosyal medya paylaşımlarının haberleştirildiği ve haberlerde geçmişteki olaylar ile mal varlığına atıf yapıldığı, bu sebeple de kişilik haklarının ihlal edildiği belirtildi.
Erişim engeli kaldırılan haberlerde iddia edilenler şunlar:
Üniversiteye yapılan personel alımında 12 kişiden 7'si için özel sertifikanın şart koşulduğu, bunlardan 6'sının, istenen özel sertifikalarla işe alınmasının uygun bulunduğu
Karabulut'un yeni rektör için yapılacak devir teslim törenine rahatsızlığı nedeniyle katılamayacağını belirttiği
MTÜ'nün dünyanın en iyi üniversiteleri listesinde ilk 150'de olmadığı
Bir çalışanını, geçici statüde temizlik işçisi iken kadroya alınıp daha sonra da MTÜ'den aldığı 'Yaşlı Tırnak Bakım Uzmanlığı' sertifikasının başvuru için zorunlu tutulduğu sınavla öğretim görevlisi yapıldığı
Bu çalışanın üniversitede ders verecek olması
Malatya Haber muhabirlerinin "FETÖ'cü" olduğu iddia edilen kişiler tarafından tehdit edildiği
Karabulut'un MTÜ'de gerçekleştirilen mezuniyet törenine katıldığı
Malatya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığında çalışırken hakkında yürütülen idari soruşturma sonrasında, "Sahip olduğu mal varlığının kaynaklarını izah edememek" yönündeki karar ile kademe ilerleme cezası alan Ömer A.'nın üniversiteye genel sekreter olarak atanması ancak sonra görevden alınıp Yapı İşleri Daire Başkanlığı'na mühendis olarak atandığı
Ömer A. genel sekreter yapılmadan önce valiliği MTÜ'yü Ömer A.'nın sicili konusunda uyardığı
Karabulut'un eşi Doç. Dr. Ercan Karabulut'un MTÜ'nün 'Klinik Araştırmalar Etik Kurulu'na dahil edildiği
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Kayısı Araştırma ve Geliştirme Uygulama Merkezi'nin tabelasının kaldırıldığı
MTÜ tarafından verilen sertifikaların, üniversitenin kadro ilanlarında şart koşulduğu
MTÜ tarafından üretildiği belirtilen Bio-Zen – F adlı dezenfektanın, Karabulut'un eşinin arkadaşının şirketi tarafından üretildiğinin ortaya çıktığı
Üniversiteye bağlı olan ve Kale Turizm ve Otel İşletmeciliği Meslek Yüksekokulunda okuyan öğrencilere uygulamalı mesleki eğitim verilmesi amacıyla inşa edilen Kale Göl Otel’in yaşlı bakımı için ‘Aktif Bakım Merkezi’ne dönüştürülmesi amacıyla bir ihale düzenlediği
YÖK'ün MTÜ'de Karabulut hakkındaki iddialar karşısında sessiz kaldığı
Karabulut ve eşinin hızlı zengileştiği belirtilen haberin kaldırılması için Malatya Habere ihtar gönderildiği
Temizlik işçisi olarak üniveristeye alınan bir başka çalışanın daha MTÜ'de akademisyen yapıldığı
Karabulut'un MTÜ'yü eşiyle birlikte idare ettiği
MTÜ'de yapılan usulsüzlüklerin 2021 yılına ilişkin sayıştay denetim raporlarında yer aldığı
MTÜ'nün, personelinin maaş banka promosyonu için yaptığı ihaleyi kazanan bankayla yapılan anlaşmayı iptal edip ihaleden çekilen bankayla anlaşması ve bu sebeple anlaşması iptal edilen bankanın üniversite personeline ödediği promosyon ücretini faiziyle birlikte talep ettiği
MTÜ'de yeni dönem rektör atama sürecinin başladığı
Prof. Dr. Recep Bentli’nin rektör olarak atanmasının ardından adaylarda özel sertifika koşulu aranmayan ikinci sözleşmeli personel alım ilanının da yayımlandığı
Karabulut'un, hakkındaki 14 haber için erişim engeli talep ettiği
Karabulut'un haftalar sonra Malatya'da görüldüğü
Malatya Valiliğinde üniversite güvenliği konusunda bir toplantı yapıldığı
Karabulut'un Malatya Sulh Ceza Hakimliğinden talep ettiği erişim engelinin reddedilmesi üzerine İstanbul Anadolu Adliyesinden başvurduğu
MTÜ'nün, YÖK tarafından hazırlanan 2020 Yılı İzleme ve Değerlendirme Raporu’na göre YÖK’ün belirlediği 64 kriterden 26’sından 0 (sıfır) aldığı
Karabulut ve eşi hakkındaki haberlerin erişime engellendiği
Karabulut'un Milliyetçi Hareket Partisi'nden (MHP) milletvekili aday adayı olduğu
Erişim engeli kaldırılmayan haberlerde iddia edilenler ise şunlar:
MHP'nin Karabulut'un milletvekili aday adaylığı başvurusunu reddettiği
Karabulut’un eşi Doç. Dr. Ercan Karabulut’un MHP İzmir Balçova İlçe Yönetimine girmesi ancak gelen tepkiler üzerine istifa ettiği
Karabulut'un, MTÜ'deki görevi sırasında, kampüs alanındaki 173 dönümlük tarım arazisini konut alanına çevirmek için Malatya Büyükşehir Belediyesi'ne yazı göndermiş olduğu
İlk dört yıllık döneminin ardından ikinci dört yıllık dönem için de aday olmasına rağmen yeniden rektörlüğe atanamadığı, bunun üzerine kendisine “MTÜ Kurucu Rektörü” şeklinde bir unvan taktığı
Karabulut'un Malatya Platformu tarafından düzenlenen bir etkinliğe "Onur Konuğu" olarak katıldığı
Karabulut ve eşinin Malatya Haber yayımcısı İsmet Yalvaç hakkında yaptığı şikayet hakkında "kovuşturmaya yer yoktur" kararı verildiği
Karabulut ve eşinin arka fonda "Yine Gözümüz Yükseklerde" şarkısının yer aldığı bir klip yapmış olması
Karabulut'un, yeniden rektör yapılmadıktan sonra 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının veriliş mesajında ilk defa “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” ismini kullanmaya başladığı
Karabulut'un, sosyal medya hesabındaki "MTÜ Kurucu Rektörü" ibaresini kaldırdığı
Karabulut'un, kiracı olarak oturduğu konutu 2018'de rektör konutuna dönüştürdüğü ve kirasını da üniversiteye ödettiği
Malatya Haber yayımcısı İsmet Yalvaç'ın "MTÜ'nün rektör sorunu ve beklentiler" başlıklı köşe yazısı
Karabulut'un gerçeği yansıtmayan bir haber yaparak kendisini "Yılın Rektörü" seçtirdiği
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı'nın MTÜ'de yaşananlardan haberdar olup olmadığını sorgulandığı bir yazı
Karabulut'un Ankara'da çeşitli "renkli" etkilinklere katıldığı
Karabulut'un 'Ankara'ya Değer Katanlar' adlı bir organizasyonda 'Geleneksel Tıp Ödülü' aldığı
MTÜ'nün Karabulut ve eşi tarafından idare edilidiğinin sorgulandığı
İllüstrasyon: Spoovio Türk Interpolü tarafından hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve yakalandığı Yunanistan’da onursal vatandaşlık verilen Yaşam Ayavefe, hakkındaki haberlere erişimi engelletti. Ayavefe’nin engellettiği içerikler arasında EGM’nin internet sitesi ile sosyal medya hesaplarında yer alan ve Ayavefe’nin yakalandığı belirtilen paylaşımlar da yer aldı. Ayavefe, engelletemediği haberler için de haberleri kaldırmaları karşılığında gazeteye reklam vermeyi teklif etti.
ALİ SAFA KORKUT
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle "yasa dışı online kumar ve bahis amaçlı web sitesi kurmak ve yönetmek" suçundan Türk Interpolü tarafından hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve uluslararası seviyede aranan Yaşam Ayavefe, hakkındaki haberlere erişimi engelletti.
28 Şubat 2019'da, Türkiye'ye iadesi amacıyla Yunanistan Interpol birimleri tarafından yakalanan ancak iade edilmemekle birlikte “önemli miktarda tıbbi malzeme bağışı yaptığı ve yatırımları ile ekonomiye katkıda bulunduğu” gerekçesiyle 22 Haziran’da kendisine onursal Yunan vatandaşlığı verilen Ayavefe, hakkındaki haberler için tek değil, üç farklı erişim engeli kararı aldırdı.
Ayavefe, 25 Nisan’da Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinden aldırdığı kararla hakkındaki iddialarla ilgili 50 haberi, 4 Temmuz’da Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliğinden aldırdığı kararla da 64 haberi erişime engelletti.
Ayavefe’nin aldırdığı erişim engeli kararları bununla da bitmedi. Avukatı aracılığıyla 17 Ağustos’ta tekrar Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliğine başvuran Ayavefe, aynı gün olumlu değerlendirilen başvurusu neticesinde hakkındaki iddialarla ilgili 87 haber için daha erişim engeli kararı aldırdı.
Ayavefe, toplam 201 haberi erişime engelletti.
Üstelik Ayavefe, aldırdığı son erişim engeli kararıyla, Emniyet Genel Müdürlüğünün internet sitesinin yanı sıra Twitter ile Facebook hesabında yayımlanan ve Ayavefe’nin Yunanistan’da yakalandığı belirtilen içerikleri bile erişime engelletti.
‘Haberleri kaldırırsanız size reklam veririz’
Ayavefe, diğer kararlar gibi 4 Temmuz’da aldırdığı kararla da kendisi hakkında Türkiye basınında yer alan haberleri erişime engelletti.
Ancak Ayavefe hakkındaki bu haberler yalnızca Türkiye basınında değil dış basında da yer aldı. Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı’na (BIRN) bağlı olan Sırbistan merkezli Balkan Insight da bu haberlere yer veren gazetelerden biri.
Lakin özellikle Avrupa’daki yasalar, bir haberi erişime engelletmek konusunda Türkiye’nin aksine daha katı olduğu için Ayavefe tarafı bu yolu izlemek yerine direkt olarak gazetelerle iletişime geçti.
“Bu tür paylaşımlar müvekkilim Ayavefe'nin iş hayatını etkiliyor. Kendisi pek çok ülkeye yatırım yaptı ve bunun gibi paylaşımlar müvekkilimin maddi ve manevi zararına neden oluyor. Yunanistan'dan alınan adli sicil belgesi ve Türkiye'de kazanılan dava, müvekkilimin bu suçlamalarla hiçbir ilgisi olmadığının kanıtıdır. Mahkemelere gitmeden ve bunun için zaman kaybetmeden bu davaya bir çözüm bulmamız mümkün mü? Bu gönderileri kaldırmak için sizinle görüşmeye açığız. Bu sorunu çözmeyi çok istiyoruz ve bu dava hakkında bir teklif veya öneriniz varsa sizi dinlemeye açığız.”
Balkan Insight, bu teklife olumsuz yanıt verince Ayavefe’den “müvekkilim” diye bahseden kişi gazeteye bir e-posta daha gönderdi ve bu kez bir teklifte bulundu.
İlgili kişi, “Ayrıca müvekkilim Dr. Yaşam Ayavefe'nin bir reklam şirketi var, bu durumda bize yardımcı olursanız kuruluşunuza reklam hizmeti sağlayabiliriz, böylece daha büyük bir kuruluşa dönüşebilirsiniz. Sizinle işbirliği yapmayı çok isteriz.” ifadeleriyle, haberleri kaldırmaları karşılığında Ayevefe’nin reklam şirketinden Balkan Insight’a reklam verilebileceğini belirtti.
Kaldırılması istenen Balkan Insight haberlerinde ne anlatılıyor?
Ayevefe tarafının kaldırılmasını istediği haberlerden 2 Eylül 2022 tarihli “Passport Privilege: Turkish Fraudster’s Route to Honorary Greek Citizenship”te, Ayevefe’nin “yasadışı bahis” ve “dolandırıcılık” suçlarından 2017’de Türkiye’de hüküm giydiği belirtiliyor ve buna rağmen nasıl Yunanistan vatandaşlığı aldığı sorgulanıyor.
Haberde, göçmen hakları konusunda kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Generation 2.0'ın genel müdürü Nikos Odubitan’ın, kanunen cezai mahkumiyete sahip birinin Yunanistan’da “Onursal Vatandaş” unvanına sahip olamayacağına hükmeden bir kanun olduğu ancak Ayavefe için bu kanun çiğnendiğine dair ifadeleri yer alıyor.
5 Eylül 2022 tarihli "BIRN Hit by Cyber-Attacks After Turkish Fraudster Investigation" başlıklı haberde Ayavefe'nin onursal Yunan vatandaşlığını nasıl aldığına ilişkin haberin ardından Balkan Insight'ın iki gün boyunca hacker saldırılarına maruz kaldığı belirtiliyor.
15 Şubat 2023' tarihli “Cyber-Attack Hits Greece’s ‘Documento’ After Report on Fraudster’s Wife” başlıklı haberde ise Ayavefe’nin eşine dair bir araştırma yayımladıktan sonra Documentoisimli bir Yunan medya kuruluşunun internet sitesinin siber saldırıya uğradığı anlatılıyor.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi'nin (MTÜ) eski rektörü Aysun Bay Karabulut, üç farklı kararla, hakkındaki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını işaret eden toplam 91 haber için erişim engeli kararı aldırdı. Engellettikleri arasında temizlik işçisini öğretim görevlisi yaptığıyla ilgili haberler de var, "üniversitemiz üretti" dediği ilacın özel şirkete ait çıktığı ve gerekenden 100 kat fazla siyanür barındırdığıyla ilgili haberler de.
ALİ SAFA KORKUT
2018 - 2022 yılları arasında dört yıl boyunca Malatya Turgut Özal Üniversitesinin (MTÜ) rektörlüğünü yapan ve bu dönemde sık sık yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarıyla gündeme gelen Aysun Bay Karabulut, hakkındaki haberler için erişim engeli karar aldırdı.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 23, 24, 25, 26 ve 27. Dönem Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın kardeşi olan Karabulut, hakkındaki iddialarla ilgili toplam 91 haberi erişime engelletti.
Rektörlük görevinin yanı sıra Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı ve Yabancı Diller Yüksekokulu'nda müdür olarak görev yaptığı ortaya çıkan Karabulut, büyük çoğunlu Malatya yerel basınında yayımlanan haberleri tek bir kararla değil, ikisi 24 Ağustos, biri de 1 Eylül tarihli olan üç farklı kararla engelletti.
24 Ağustos tarihli kararlar Malatya 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilirken 1 Eylül tarihli karar ise Malatya 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verildi.
'Üniversitede ürettik' demişti, özel şirketin çıktı; ilaçta gerekenden 100 kat fazla siyanür tespit edildi
24 Ağustos tarihli ilk karar kapsamında erişim engeli getirilen 63 haberde Karabulut hakkındaki iddialar şunlardı:
Rektörlük yaptığı 2018-2022 dönemi boyunca çok sayıda yolsuzluk ve usulsüzlüğe imza attığı
28. Dönem Milletvekilliği için Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) aday adaylığı başvurusu yapması ancak hakkındaki yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları nedeniyle bu başvurunun parti yöneticileri tarafından reddedildiği
Üniversitede kendi yönetimine yakın olmayan personele baskı uyguladığı
Üniversiteyle hiçbir organik bağı olmamasına rağmen okulu Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde görev yapan eşi Doç. Dr. Ercan Karabulut’la birlikte idare ettiği
Kendi döneminde, üniversiteye personel alımı için 'Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’ kurduğu, bu merkezde kişiye özel olarak kurslar açtığı; bu kursa, işe alınacağı önceden belirlenmiş olan adayın yanı sıra üniversitede çalışan kendisine yakın bazı personeli de dahil ederek kurs kalabalıklaştırdığı ve daha sonra buradan verilen sertifika koşullu adrese teslim kadro ilanı açarak ilgili personeli işe aldırdığı
İlk dört yıllık döneminin ardından ikinci dört yıllık dönem için de aday olmasına rağmen yeniden rektörlüğe atanamadığı, bunun üzerine kendisine “MTÜ Kurucu Rektörü” şeklinde bir unvan taktığı
Ancak bu unvanın gerçeği yansıtmayıp uydurma olduğu, zira 18 Mayıs 2018 tarihli kanunla kurulan MTÜ'nün kurucu rektörlüğü görevine İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay getirilmiş olduğu
MTÜ’nün Kayısı ve Kayısı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde acı kayısı çekirdeğinden “Kayısır” isimli bir prebiyotik kayısı ekstresi ürettiklerini söylemesi, bunun kanser hastalığının atlatılmasında etkili olduğunu öne sürmesi, ‘Üniversitemiz üretiyor, patenti bana ait’ açıklamasıyla bu ekstrenin reklamını üstlenmesi ancak ekstrenin aslında eşi Doç. Dr. Ercan Karabulut’un eşinin arkadaşının şirketine ait olduğunun mahkeme kararıyla ispatlandığı
Ardından “Kayısır” isimli bu ekstrede içermesi gereken 100 kat fazla siyanür tespit edildiği ve ilgili mevzuata aykırılık oluşturan bu durum nedeniyle, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından üretici firmaya 30 bin 416 TL para cezası kesildiği
“Üniversitemiz dezenfektan üretiyor” iddiasıyla üniversitenin el tahrişini önleyen bir dezenfektan geliştirdiğini öne sürmesi ancak dezenfektanın yine eşinin aynı arkadaşının şirketi tarafından üretildiği, sadece üzerine üniversitenin etiketini yapıştırıldığı
Rektörlük görevinin yanı sıra Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı ve Yabancı Diller Yüksekokulu'nda müdür olarak görev yaptığının ortaya çıktığı
Üniversitenin 18 Aralık tarihinde tekniker olarak alınacak sözleşmeli personel alımı ilanında, aranan niteliklerde ‘Sanayi tipi kenevir yetiştiriciliği kursu sertifikası ve kapalı ortam çalışanlarına yönelik biyolojik ve kimyasal güvenlik kursu sertifikası sahip olmak' şartına yer vermesinin tepki çektiği
Geçici statüde temizlik işçisi olan Ezgi B. isimli bir çalışanın kısa sürede kadroya alındığı ve üniversiteden aldığı 'Yaşlı Tırnak Bakım Uzmanlığı' sertifikasının başvuru için zorunlu tutulduğu sınavla öğretim görevlisi yapıldığı ancak baskılar üzerine istifa edip üniversiteden ayrıldığı
İddialara karşı kendine koruma zırhı oluşturmak için Ankara'da üst düzey devlet yöneticileri ve siyasilerle fotoğraf verme çabası içinde olduğu
'Ankara Gazeteciler ve Yazarlar Derneği' isimli bir dernek tarafından kendisine 'Geleneksel Tıp Ödülü' verilmesi
Malatya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığında çalışırken hakkında yürütülen idari soruşturma sonrasında, "Sahip olduğu mal varlığının kaynaklarını izah edememek" yönündeki karar ile kademe ilerleme cezası alan Ömer A.'yı üniversiteye genel sekreter olarak ataması
Bu idari cezayı alan devlet memurları 10 yıl süreyle daire başkanlığı ve daha üstündeki görevlere atanamamasına rağmen bu görevlendirmeyi yapması ve Malatya Valiliği'nin, Ömer A.'nın Malatya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'nda görevli olduğu dönemde hakkındaki idari soruşturma nedeniyle, Karabulut'u uyarması
Üniversiteye bağlı olan ve Kale Turizm ve Otel İşletmeciliği Meslek Yüksekokulunda okuyan öğrencilere uygulamalı mesleki eğitim verilmesi amacıyla inşa edilen Kale Göl Otel’in yaşlı bakımı için ‘Aktif Bakım Merkezi’ne dönüştürülmesi amacıyla bir ihale düzenlemesi
Malatyahaber.com’da yer alan ve kendisine yönelik haksız zenginleşme iddiaları içeren haberlerin siteden kaldırılması için Malatyahaber.com’a ihtarname göndermesi
Üç yılda 10 farklı rektör yardımcısıyla çalışması
Usulsüz Atama ve 'İhaleden Kaçırma' Sayıştay Raporunda
24 Ağustos tarihli ikinci karar kapsamında erişim engeli getirilen yedi haberden bazıları ise şunlar:
Boş bulduğu koltuklara kendini atamış
1 Eylül tarihli üçüncü ve son karar kapsamında erişim engeli getirilen 21 haberde Karabulut hakkında yer alan iddialardan bazıları ise şunlardı:
Rektörlük görevinin yanı sıra Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı ve Yabancı Diller Yüksekokulu'nda müdür olarak görev yaptığı
28. dönem milletvekili aday adaylığı başvurusunun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin müdahalesiyle geri çevrildiği
Karabulut’un eşi Doç. Dr. Ercan Karabulut’un MHP İzmir Balçova İlçe Yönetimine girmesi ancak gelen tepkiler üzerine istifa etmesiyle ilgili 20 Ağustos tarihli “Sabık Rektörün Kocası MHP'de 2 Gün Kalabildi!..” başlıklı haberin Aysun Bay Karabulut'un talebi üzerine Malatya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla erişim engellendiği
İlk dört yıllık döneminin ardından ikinci dört yıllık dönem için de aday olmasına rağmen yeniden rektörlüğe atanamadığı
Karabulut’un öğretim üyesi eşi Ercan Karabulut'un, sosyal medya hesabından küfür ve hakaretler içeren bir paylaşım yapması ve daha sonra hakaret dolu paylaşımını kaldırdığı
Türkiye Gençlik ve Spor Konfederasyonu (GESKON) tarafından 2020 yılının en başarılı rektörü seçildiği
Karabulut’un rektörü olduğu Malatya Turgut Özal Üniversitesi'nin sözleşmeli personel alımlarının tamamında alınacak adayları tarif eden sertifikalara yer verildiğinin iddia edildiği
İki yıl önce üniversiteye temizlik görevlisi olarak aldığı Ezgi B.'yi iki yılın ardından öğretim görevlisi yaptığı
Dil sınavından 63.75 puan alan bir adayın İngilizce yazılmış bilimsel bir kitaba bölüm yazarak doçent yapıldığı iddiaları
Kadınları iş bulma vaadiyle kandırarak cinsel ilişkiye girdiği iddia edilen ve bunun üzerine görevden uzaklaştırılan Ağrı İŞKUR İl Müdürü Gıyas Güven, konuyla ilgili 209 içerik için daha erişim engeli kararı aldırdı. Güven, haziran ayında da konuyla ilgili 422 içeriği engelletmiş, Free Web Turkey de bunu haberleştirmişti. Güven, bu son kararla o haberi de engelletti.
ALİ SAFA KORKUT
2022’nin Ağustos ayında dönemin Ağrı İŞKUR İl Müdürü Gıyas Güven’in, iş bulmak için gelen kadınları iş vaadiyle kandırarak cinsel ilişkiye girdiği iddia edilmiş ve iddia kapsamında bir dizi görüntü yayımlanarak görüntülerdeki kişinin Güven olduğu öne sürülmüştü.
İddialardan birkaç gün sonra yazılı bir açıklama yapan Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), paylaşımlara istinaden inceleme başlatıldığını ve Güven’in görevden uzaklaştırıldı belirtmişti.
Güven, Elazığ 2. Sulh Ceza Hakimliğinden aldırdığı 7 Eylül tarihli kararla, aralarında Free Web Turkey’nin 13 Temmuz’da yayımladığı “İŞKUR İl Müdürünün iş vaadiyle cinsel ilişkiye girdiği iddialarına engel: 422 içeriğe erişim engellendi” başlıklı haberi de dahil olmak üzere konuyla ilgili 209 içeriğe erişimi engelletti.
Karar kapsamında 132 tweet, 61 haber, 4 Instagram gönderisi, 3 YouTube videosu, 3 Google arama motoru sonucu, 2 Reddit gönderisi, 2 Facebook paylaşımı, 1 Telegram mesajı ve 1 TikTok videosu için erişim engeli emri verildi. İçeriği engellenenler arasında Bianet, KRT Tv, Oda Tv ve Kadın İşçi ile çeşitli yerel gazeteler de yer aldı.
Güven, konuyla ilgili haberler için 22 Haziran’da da bir erişim engeli kararı aldırmış ve 225’i tweet, 165’i haber, 24’ü Facebook gönderisi, 3’ü Reddit paylaşımı, 2’si YouTube videosu, 2’si Instagram gönderisi ve biri de Ekşi Sözlük başlığı olmak üzere 422 içeriğe erişim engelletmişti. Free Web Turkey, ilgili erişim engeli kararını 13 Temmuz'da "İŞKUR İl Müdürünün iş vaadiyle cinsel ilişkiye girdiği iddialarına engel: 422 içeriğe erişim engellendi" başlığıyla haberleştirmişti. Güven, aldırdığı bu son erişim engeli kararıyla o haberi de engelletti.
Güven’in, aldırdığı son kararla erişime engellettiği içeriklerden bazıları şunlar:
Öğrencilerinin, hakkında taciz ve mobbing şikayetinde bulunduğu Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden Doç. Dr. Serkan Hacıcaferoğlu, olayı haberleştiren gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunup hapis cezası almasına neden olmasıyla ilgili haberleri erişime engelletti. Kararla, üç kadın gazetecinin tehdit ve taciz edildiğiyle ilgili haberler de engellendi.
ALİ SAFA KORKUT
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Spor Bilimleri Akademisi öğretim üyesi Doç. Dr. Serkan Hacıcaferoğlu, 2017 yılında, dört kadın ve iki erkek öğrencisinin kendisi hakkında üniversite rektörlüğüne “taciz ve mobbing” şikayetinde bulunduğuyla ilgili haberleri bir kez daha erişime engelletti.
6 Eylül tarihli karar kapsamında, öğrencilerinin Hacıcaferoğlu hakkında rektörlüğe şikayet başvurusu yaptığı, Hacıcaferoğlu ile bir öğrencisi arasında geçen ve taciz-mobbing’i belgelediği öne sürülen yazışmanın yer aldığı, Hacıcaferoğlu’nun olayı haberleştiren gazeteci Gençağa Karafazlı hakkında suç duyurusunda bulunduğu, duyurunun ardından Karafazlı hakkında “özel yaşamın gizliliğini ihlal etmek” suçlamasıyla dava açıldığı, dava sonucunda Karafazlı’nın iki yıl hapis cezasına çarptırıldığı ve Karafazlı’nın yargılandığı davanın hakiminin, öğrencisine gönderdiği mesajları dikkate alarak Hacıcaferoğlu hakkında suç duyurusunda bulunduğuyla ilgili haberlere erişim engellendi.
Hacıcaferoğlu'nun talebi sonrası konuyla ilgili 33 haber, bir YouTube videosu, bir DailyMotion videosu ve bir tweet için erişim engeli kararı verildi.
Kadın gazetecilerin tehdit edildiği haberini de engelletti
Rize Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararla, BirGün gazetesinde yer alan ve gazeteciler Seyhan Avşar, Hale Gönültaş, Eylem Yılmaz ve Seda Taşkın’ın suç örgütü lideri, cihatçı bir grup ve sosyal medya kullanıcıları tarafından ölüm tehditleri ile tacizlere maruz kaldığıyla ilgili bir haber de erişime engellendi. “Üç gazeteciye tehdit ve taciz” başlıklı, 11 paragraftan oluşan haberin son paragrafında, gazeteci Karafazlı’nın da Hacıcaferoğlu’nun şikayeti üzerine yargılandığı belirtiliyordu.
Karar kapsamında bir YouTube videosu, bir DailyMotion videosu ve bir tweet de erişime engellendi.
2021’de de erişim engeli kararı aldırmıştı
Doç. Dr. Serkan Hacıcaferoğlu, kendisiyle ilgili yerel ve ulusal medyada yer alan haberler yoluyla kişilik haklarının ihlal edildiğini öne sürerek 12 Mart 2021’de de ilgili haberler için erişim engeli kararı aldırmıştı. O karar da yine Rize Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilmişti.
Ne olmuştu?
Çağdaş Gazeteciler Derneği Rize Şubesi Başkanı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) MYK üyesi gazeteci Gençağa Karafazlı, öğrencilerinin rektörlüğe başvurarak Hacıcaferoğlu hakkında “taciz ve mobbing” şikayetinde bulunduğuna dair bir haber yaptı. Haberde, dört kız ve iki erkek öğrencinin, Hacıcaferoğlu’nun kendilerine yönelik tacizde bulunduğunu, sosyal medya üzerinden taciz ettiğini, mobbing uyguladığını ve kasıtlı olarak düşük not verdiğini iddia ederek üniversite rektörlüğüne şikayet başvurusunda bulunduğu belirtildi.
Karafazlı, haberde Hacıcaferoğlu ile hakkında şikayette bulunan bir öğrencisi arasında gerçekleşen bir yazışmaya da yer verdi.
Haberde, dönemin rektörünün, öğrencilerin şikayeti sonrası bir soruşturma yürüttüğü ancak Hacıcaferoğlu hakkında cezayı gerektiren bir suçun oluşmadığına karar verdiği de belirtildi.
Haberin ulusal basında da geniş yer bulması üzerine Hacıcaferoğlu, Karafazlı'nın kendisini kamuoyunda küçük düşürdüğü ve kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle Rize Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu ancak savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Hacıcaferoğlu, bu karardan yaklaşık altı ay sonra, öğrencisiyle arasındaki yazışmaları yayımladığı gerekçesiyle “özel hayatın gizliliğini ihlal” etmek suçlamasıyla Karafazlı hakkında suç duyurusunda bulundu. Ardından Karafazlı hakkında dava açıldı ve davanın dördüncü duruşması sonucunda Karafazlı iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ürettikleri içerikler karşılığında kullanıcılarına ödeme yapan sosyal medya platformları arasına yeni adıyla X, eski adıyla Twitter da katıldı. Kullanıcılar, içerik karşılığı ödeme modelini olumlu karşılasa da uzmanlar bunun yanlış bilgiyi artıracağını söylüyor.
SAKİNE ORMAN
Yeni adıyla X, eski adıyla Twitter, elde ettiği reklam gelirlerini Temmuz ayı itibarıyla kullanıcılarla paylaşmaya başladı.
Ancak bu geliri elde etmenin bazı ön koşulları var. Buna göre yalnızca Twitter’ın onaylı hesap hizmeti Blue’ya abone olan, en az 500 takipçisi bulunan ve son üç ay içerisinde 15 milyon kümülatif tweet gösterimi alan kullanıcılar Twitter’dan dönemsel olarak ödeme alabilecek.
Ürettikleri içerikler karşılığında kullanıcılarına ödeme yapan tek platform Twitter değil. YouTube, TikTok, Twitch, Snapchat, Facebook ve Medium gibi platformlar da bu yolu izleyen popüler uygulamalar arasında.
Kullanıcılar bu ödeme modellerini olumlu karşılasa da uzmanlar bunun kasıtlı veya kasıtsız olarak yanlış bilgiyi artıracağını, yaratılacak dezenformasyonun kitleleri etkileyebileceğini söylüyor.
“Ekonomik kazanç destekli bir dezenformasyon kuluçkası”
Platformların nitelikten çok nicel ölçütler üzerinden bir gelir paylaşım modeli benimsediğini söyleyen Doğruluk Payı Şef Editörü Koray Kaplıca, “İçinde bulunduğumuz enformasyon ekosisteminin etkileşim motivasyonunu temel alan bir mekanizma üzerinden şekillenmesi bizi dezenformasyon/mezenformasyon/malenformasyon problemine götürüyor.” dedi.
Kaplıca, bu meselenin bir kısır döngü olduğu görüşünde:
“YouTube, dezenformasyon içeren videoları yayımlayan hesaplara izin veriyor çünkü ilgiyi kendi platformunda tutuyor. Çok izlenmenin formülünü bulan hesaplar da daha skandal ve yanlış yönlendiren içerikler yayımlıyor ve bu döngünün payandası, YouTube’un cömert gelir paylaşımı modeli oluyor. Sonuç, aslında herkesin kolaylıkla başvuracağı bir ürün: Ekonomik kazanç destekli bir dezenformasyon kuluçkası.”
Twitter’ın da diğer sosyal medya platformları gibi etkileşimi teşvik eden bir yapıda olduğunu söyleyen Kaplıca, genel yapısı çabuk tüketilebilen içerikler olduğu için platformun dezenformasyon/mezenformasyona oldukça açık olduğunun altını çizdi:
“Reklam geliri paylaşımının bu denkleme girmesi ise bu sorunu daha da ağır hale getirme potansiyeline sahip. Etkileşim teşvik eden ve buna finansal bir boyut da ekleyen bir platformda içerik kalitesi ve doğruluğu açısından kısa vadede sorunlar doğacaktır. Yanlış bilgi barındıran gönderiler ile çekici ve duygulara seslenen içerikler, doğru bilgiden çok daha hızlı yayılabiliyor. Geniş kitlelere ulaşabilen içerik üreticilerinin, gelirlerini artırmak için bu yollara başvurması platformdaki yanlış bilgi sorununu artıracaktır.”
“Aboneler daha çok para kazanmak için yanlış bilgi yayabilir”
Teyit.org Kurucu Ortağı Gülin Çavuş da Kaplıca’ya paralel ifadeler kullandı.
Kullanıcıların, yani içerik üreticilerin Twitter gibi bir platformda çerçevesi çizilmemiş ve aboneliğe bağlı bir sistemle teşvik edilmesinin, bilgi atmosferinin kirletilmesine kapı araladığını belirten Çavuş, şöyle devam etti:
“Yapılan araştırmalar, insanların sosyal medya platformlarında daha sansasyonel ve duygulara daha fazla hitap eden abartılı bilgiler ile haberleri daha çok paylaşma eğiliminde olduğunu kanıtlıyor. Yanlış bilgi de şüphesiz bu özelliklere sahip. Yani daha çok para kazanmak isteyecek bir abone daha tartışmalı, yanlış bilgi yayan ve/veya nefret söylemini körükleyen içerikler paylaşma eğiliminde olabilir.”
Platformların yapılarının, özellikle de gelir kazanma metotlarının belirli etik değerlere göre kurgulanması gerektiğini söyleyen Çavuş, “Ancak özellikle de Twitter için bunu söylemek pek mümkün değil. Elon Musk’ın yanlış bilgi konusuna yaklaşımı önceki yönetimden daha endişe verici. Bunu önleyebilecek herhangi bir sistemleri yok. Dezenformasyonla mücadele ‘Topluluk Notları’ yapısına sıkıştırılmış durumda ve araştırmalar bu uygulamanın pek de işe yaramadığını gösteriyor.” dedi.
“Kullanıcıları asılsız bilgiyi daha çok yaymaya itebilir”
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim üyesi ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Akademi Direktörü Orhan Şener, platformların, ürettikleri içerikler karşılığında kullanıcılarına ödeme yapmasının iyi bir gelişme olduğunu, zira bu kadar büyük bir reklam gelirinden kullanıcıya hiçbir şey verilmemesinin adil olmadığını söyledi.
Ancak Şener, etkileşim ve dolayısıyla daha fazla ödeme almak için kullanıcıların sansasyonel içeriklere meyledebileceğini de belirtti:
“Twitter’da öne çıkan metrikler, erişim ve etkileşim sayılarıdır. Özellikle etkileşime, en fazla da yorumlara ağırlık veriliyor. Bir metriği fazla öne çıkardığınızda metrik olmaktan çıkıp yanlış hedefe dönüşebiliyor. Kullanıcılar, daha çok yorum almak için sansasyonel, agresif şeyler paylaşmaya meyledebiliyor. Sağlam bilgiye dayalı, rasyonel bilgi genelde bu kadar sansasyonel olmuyor.
“Teşvik edilen erişim ve etkileşim metrikleri kullanıcıları asılsız bilgiyi de daha çok yaymaya, doğru yanlış çok umursamadan en dikkat çekici, insanları tetikleyen içerikleri paylaşmaya itebilir.”
Ancak Şener, asılsız bilgi sorununun sadece platformlara ya da platformların içerik üreticilerine doğrudan ödeme yapmasına bağlanamayacağının altını çizdi:
“Mesela, Substack ve Medium da gelir paylaşımı yapıyor ancak bunlar asılsız bilgi ile eşleştirdiğimiz mecralar değil. Buradaki fark, bu ikisinin aboneliklerden para alması ama Twitter/X ve TikTok ve benzerlerinin, içerik üreticilere reklam gelirinden erişim ve etkileşime göre ödeme yapması. Geniş kitlelere erişim ve onları tetiklemeye odaklı teşvikler, içerik kalitesini düşürüp asılsız bilgiyi de arttırabilir.”
Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), yaklaşık 30 bin Beşiktaş taraftarının kişisel verilerinin çalındığını açıkladı.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), Beşiktaş Sportif Ürünleri Sanayi ve Ticaret AŞ adına bir veri ihlali yaşandığını açıkladı. Açıklamada ilk belirlemelere göre 27 bin 920 taraftarın verisinin sızdırıldığı belirtildi.
KVKK'nın açıklamasına göre saldırganlar bu verilere Vodatech Bilişim Proje Danışmanlık Sanayi ve Dış Ticaret AŞ'ye yaptıkları saldırı aracılığıyla ulaştı. Saldırganlar, mevcut müşteriler ile potansiyel müşterilere ait kişisel verileri ele geçirdi ve bu siber saldırıda sunucularda depolanan tüm verileri şifreledi.
KVKK, toplamda kaç kişinin verisinin çalındığının tespit edilemediğini ancak konuyla ilgili olarak 27 bin 920 kişinin görüşme talebinde bulunduğunu söyledi.
Henüz hangi bilgilerin sızdırıldığının bilinmediği belirtilmezken Puma Spor Giyim'in siber saldırıyı KVKK'ya bildirilmesiyle ortaya çıkan ihlalden etkilenen veri kategorileri arasında ihlalden etkilenen veri kategorileri arasında kimlik bilgileri, iletişim detayları, müşteri işlem bilgileri ile görsel ve işitsel kayıtlar yer alıyor.
Puma, veri ihlali hakkında bilgi almak isteyenleri internet sitesi ve e-posta adreslerine yönlendirdi.
14 yaşındaki erkek çocuğunu istismar etmekle yargılanan ve “çocuğun da suça katkı sunduğu, “baskı görmediği” gerekçesiyle 15 ay hapis cezasına çarptırılan sanık, konuyla ilgili haberlere erişimi engelletti. Engel kararını veren hakimlik, haberler nedeniyle sanığın onur ve şerefinin rencide edildiğini ve bu sebeple haberin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtti.
ALİ SAFA KORKUT
2014’te Kıbrıs Lefkoşa’da, beraberindeki 12 erkekle birlikte 14 yaşındaki bir erkek çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan ve suçlu bulunup 15 ay hapis cezasına çarptırılan sanık Ömer Y. konuyla ilgili içeriklere erişimi engelletti.
Kahramanmaraş 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2 Ağustos tarihli kararı sonucunda, Kıbrıs'tan yayım yapan Yenidüzen gazetesinin internet sitesinde yer alan bir haber ile Kıbrıs yerel gazetelerinin internet sitelerinde yer alan haberlerdeki görsellerden oluşan beş URL için erişim engeli kararı verildi.
‘Çocuk da suça katkı sundu’
Erişim engeli getirilen habere göre istismar soruşturması kapsamında gözaltına alınan 13 kişiden suçun işlendiği tarihte 22 yaşında olan Mustafa Ç., 19 yaşında olan Murat Y. ve 17 yaşında olan Ömer Y. "cinsel tecavüz" suçlamasıyla yargılandı.
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılamada sanıklar, çocuğun da rıza gösterdiğini ve bu yüzden bunun bir istismar değil, birliktelik olduğunu söyledi. Mahkeme, duruşma sonucunda Mustafa Ç., Murat Y. ve Ömer Y.'nin cinsel istismar suçunu işlediğinin kanıtlandığını belirterek sanıkları cezalandırdı.
Kıdemli yargıç, olayda şiddet, baskı, kandırma hususlarının bulunmadığını tespit ettiklerini ve istismar mağduru çocuğun da “söz konusu suça katkı koyduğu”nu belirterek oy birliğiyle Mustafa Ç. ve Murat Y.’nin iki yıl, Ömer Y.’nin ise 15 ay hapis cezasına çarptırıldığını açıkladı.
Hakimlik ‘basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez’ diyip erişim engeli kararı verdi
Ö.Y.’nin avukatı, olayın üzerinden dokuz yıl geçtikten sonra, 1 Ağustos 2023’te Kahramanmaraş 1. Sulh Ceza Hakimliğine başvurdu ve müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini söyleyerek konuyla ilgili haberler için erişim engeli talep etti.
Talebi değerlendiren hakimlik; içeriklerin Ömer Y.’yi zan altında bırakan, toplum nezdinde itibar kaybına uğratacak; onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek, kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olduğunu ve bu nedenle basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirterek erişim engeli kararı verdi.