Freedom House’tan ‘İnternette Özgürlük Raporu’: Türkiye’de internet özgürlüğü gerilemeye devam etti

Freedom House’tan ‘İnternette Özgürlük Raporu’: Türkiye’de internet özgürlüğü gerilemeye devam etti
ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House, dünya genelinde internet özgürlüğünü değerlendirdiği "İnternette Özgürlük 2022" raporunu yayımladı. Raporda Türkiye bu sene de “özgür olmayan ülkeler” arasında yer alıyor. Uluslararası insan hakları kuruluşu, Freedom House; Adrian Shahbaz, Allie Funk ve Kian Vesteinsson tarafından hazırlanan 2022 İnternette Özgürlük Raporu’nu yayımladı. 70 ülkenin değerlendirildiği raporda bu yıl internetin 17 ülkede özgür, 32 ülkede kısmen özgür ve 21 ülkede özgür olmadığı kaydedildi. “İnternette Otoriter Revizyonla Mücadele” başlıklı raporda, iktidarların muhaliflerini sansürlemek ve internet kullanıcılarını izlemek için dijital bariyerler kurmasıyla birlikte küresel çapta internet özgürlüğünün son 12 yıldır düşüş gösterdiği belirtildi. Dünyadaki internet kullanıcılarının yüzde 89'unu kapsayan rapor, standart bir yöntem kullanarak ülkelerin internet özgürlüklerini erişim engelleri, içerik sınırlamaları ve kullanıcı hakları gibi 21 ayrı göstergeye dayanarak 100 puanlık bir ölçekte değerlendiriyor.

Türkiye, özgürlüğü unuttu

Listesinin zirvesinde bu yıl 95 puanla İzlanda yer alırken onu 93 puanla Estonya ve 88 puanla Kosta Rika izledi. Listenin sonunda İran, Myanmar ve Çin bulunurken Türkiye sondan 17. sırada yer aldı. Raporda Türkiye, 34 puandan 32 puana geriledi ve bu yıl da “internetin özgür olmadığı ülkeler” listesinde yer aldı. Raporda, “Türkiye’de internet özgürlüğü gerilemeye devam etti” değerlendirmesi yapıldı. 1 Haziran 2021 ile 31 Mayıs 2022 tarihleri arasında yapılan incelemeler dikkate alınarak oluşuturlan raporun Türkiye’ye ilişkin özet bölümünde şunlar kaydedildi:

‘Gazeteciler fiziksel şiddete maruz kaldı’

"Türkiye’de internet özgürlüğü gerilemeye devam etti. 2020’de kabul edilen sosyal medya yasası, platformları, bağımsız ve eleştirel medya kuruluşlarının web sitelerinden içerik kaldırmaya zorlamak üzere kullanıldı. Muhalif siyasetçiler de dahil, binlerce çevrimiçi kullanıcı, sosyal medya faaliyetleri nedeniyle suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Otosansür, hükümet yanlısı kuruluşların artması ve bağımsız medya sitelerinin engellenmesi, daha az çeşitli bir çevrimiçi alan yarattı. Üstelik, hükümet yanlısı troll ağları, açık sözlü aktivistlere karşı karalama kampanyaları düzenledi ve önde gelen gazeteciler, çevrimiçi haberlerinden dolayı fiziksel şiddete maruz kaldı. Milletvekilleri, kasıtlı olarak yalan haberleri çevrimiçi ortamda yayanlara cezai yaptırımlar uygulayacak ve hükümetin çevrimiçi alandaki kontrolünü daha da güçlendirebilecek bir ‘dezenformasyon’ yasa tasarısı önerdiler.

‘Dezenformasyon yasasının iktidara yardımcı olması bekleniyor’

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2002’den beri iktidarda ve ilk başta kimi özgürleşme reformlarını hayata geçirdikten sonra, siyasi haklar ve insan haklarını giderek hor gördüler. AKP hükümeti, 2016’daki darbe girişiminden bu yana muhalifler üzerinde belirgin ve geniş kapsamlı bir baskı uyguladı ve 2017’de kabul edilen anayasa değişiklikleri ile güç Cumhurbaşkanının elinde toplandı. Erdoğan çok büyük bir güç kullanmaya devam ederken 2019 belediye seçimlerinde muhalefetin zaferi ve COVID-19 pandemisinin halihazırda güçsüz olan ekonomi üzerindeki tesiri, hükümete muhalefeti bastırmak ve kamusal söylemi kısıtlamak için yeni nedenler sundu. Sözde dezenformasyon kanun teklifinin kabul edilmesinin, iktidar ittifakına Haziran 2023 Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde muhalefet partilerini ve eleştirel medyayı susturma hususunda yardımcı olması bekleniyor."

'Bağımsız medya engellerle karşılaştı'

Raporun Türkiye ile ilgili kısmından öne çıkan tespitler şöyle:
  • Çeşitli illerde altyapı hasarları ve çalıntı kablolar nedeniyle internet kesintileri meydana geldi.
  • İki uluslararası medya kuruluşu, ulusal lisanslara başvurmadığı için web sitelerine erişim engeli getirildi.
  • Bağımsız haber kuruluşlarını büyük ölçüde etkileyen sosyal medya yasası 2020 yılında yürürlüğe girdi. Haber kuruluşları ve sosyal medya platformları içerik kaldırma emirleriyle hedef alınmaya devam etti.
  • Hükümet yanlısı medya gelişirken, bağımsız haber kuruluşlarının internet siteleri, yayın süresi boyunca engellerle karşılaştı ve bu ise Türk internet kullanıcılarının kullanımına sunulan çevrimiçi içeriğin çeşitliliğinde bir azalmaya sebep oldu.
  • Yeni bir ‘dezenformasyon’ yasa tasarısı TBMM'ye sunuldu. Tasarı, kasten yanlış bilgi yayan internet kullanıcıları için hapis cezalarını ve çevrimiçi anonimlik açısından olumsuz etkiler içeriyor.
  • En az bir sosyal medya kullanıcısı, yaptığı bir paylaşımdan dolayı müebbet hapis cezasına çarptırılırken Kürt meselesine ilişkin haber yapan bir gazeteci de bir noktaya kadar Facebook’ta yaptığı paylaşımı nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımdan dolayı 4 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.
  • Çevrimiçi gazeteciler, çevrimiçi olarak yaptıkları haberler karşılığında fiziksel saldırılar da dahil olmak üzere artan tacizle karşı karşıya kaldı.”