ARTICLE 19: BTK ve GSM operatörleri kaynaklı internet kesintileri insan hakları ihlali

ARTICLE 19: BTK ve GSM operatörleri kaynaklı internet kesintileri insan hakları ihlali
MLSA Eş-Direktörü Veysel Ok’un BTK ve GSM şirketleri yetkilileri hakkındaki suç duyurusuna hukuki görüş sunan ARTICLE 19, internet kısıtlamasının haklı bir gerekçesi olamayacağını belirtti Uluslararası ifade özgürlüğü kuruluşu ARTICLE 19, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) yetkilileri ile GSM operatörleri hakkındaki bir suç duyurusuna ek olarak verdiği görüşte, deprem sonrası 8 Şubat’ta yaşanan bilinçli internet kesintisinin ve ihmal nedeniyle afet bölgesinde ortaya çıkan iletişim kesintilerinin Türkiye’nin insan hakları hukukundan doğan yükümlülüklerinin ihlali olduğunu söyledi. ARTICLE 19, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Av. Veysel Ok’un, GSM operatörleri ile BTK yetkilileri hakkında yaptığı suç duyurusuna ilişkin bir mütalaa hazırladı. Ok, depremlerin etkilediği bölgelerde hizmetlerinde sorunlar yaşanan GSM operatörleri ile sosyal medyaya erişimi kısıtlayan BTK yetkilileri hakkında “görevi kötüye kullanma”, “haberleşmenin engellenmesi”, “bilinçli taksirle öldürme” ve “bilinçli taksirle yaralama” yönünden 10 Şubat’ta  suç duyurusunda bulunmuştu. Bu suç duyurusuna ek olarak hazırlanan uzman görüşü, Ok’un avukatları tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulacak. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.8 ve 7.5 büyüklüğündeki depremlerde 42,310 kişinin hayatını kaybettiği hatırlatılan açıklamada,  depremin ardından 8 Şubat 2023 tarihinde Twitter ve TikTok platformlarına erişimin geçici olarak kısıtlandığının saptandığı hatırlatıldı. İnternete erişimi engellemenin “internetin kapatılması” anlamına geldiği ve bunun insan haklarının yanı sıra ifade özgürlüğü hakkına da orantısız bir müdahale olduğu belirtilen mütalaada, Türkiye hükümetinin, interneti kapatarak uluslararası insan hakları hukukundan doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği belirtildi. Görüşte ayrıca telekomünikasyon şirketlerinin, devlet yetkilileri tarafından yapılan internete erişimin kesilmesi taleplerini önlemek ve bunlara müdahale etmek için belirli adımlar atma sorumluluğu olduğu da belirtildi. ARTICLE 19 uzman görüşünde, interneti kapatmanın, özellikle Birleşmiş Milletler Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (ICCPR) ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca ifade özgürlüğü hakkına gereksiz bir müdahale teşkil ettiği ifade edildi ve Türkiye’nin bu iki sözleşmede de taraf olduğu kaydedildi: “Bu nedenle Article 19, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığını kapatmalar hakkında uygun soruşturmalar yürütmeye ve sorumlulardan hesap sorulmasını sağlamaya çağırmaktadır. Türkiye hükümet yetkililerinin interneti kapatma bağlamında ifade özgürlüğüne ilişkin uluslararası ve Avrupa standartlarını dikkate almaları gerekmektedir.”

‘Doğal afet anlarında internetin kapatılmasının haklı bir gerekçesi olamaz’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, ICCPR ve Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Topluluk Mahkemesi’nin içtihatlarının hatırlatıldığı mütalaanın sonuç bölümünde, Av. Ok’un, sorumlulardan hesap sorulması yönündeki girişimi desteklendi: “ARTICLE 19, şikayetçinin davasını destekliyor. Doğal afetler gibi durumlarda internetin kapatılmasının ve internete erişimin kasıtlı olarak aksatılmasının haklı gösterilemeyeceğine inanıyoruz. Bu müdahalenin ölçülü olarak değerlendirilmesi için herhangi bir gerekçenin olabileceğini düşünmüyoruz. Bu nedenle, şikayetçinin, Türkiye’de Şubat 2023’te internet erişiminin kesintiye uğramasının, Türkiye’nin ifade özgürlüğü hakkı konusundaki uluslararası ve bölgesel standartlar kapsamındaki yükümlülüklerine aykırı olduğu argümanını destekliyoruz. Kapatma kararının uygulanmasına yol açan koşullar hakkında uygun ve hızlı bir soruşturma yürütülmesi ve sorumlulardan hesap sorulması yönündeki çabaları tamamen destekliyoruz.”