Alternatif Bilişim Derneği, bant daraltmanın durdurulması için BTK ve AYM'ye başvurdu

Alternatif Bilişim Derneği, bant daraltmanın durdurulması için BTK ve AYM'ye başvurdu
Alternatif Bilişim Derneği, 8 Şubat'ta çeşitli sosyal medya platformlarına uygulanan bant daraltma uygulamasına ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Anayasa Mahkemesine (AYM) başvuruda bulundu. Dernek, başvurusunda bant daraltma işleminin uygulanmasının durdurulması ve bir daha uygulanmamasını talep etti. Başvuruda, Elektronik Haberleşme Kanunu'na 2016 yılında 671 sayılı OHAL KHK’sı ile eklenen bir metne dayanarak bant daraltma kararlarının alınmasının uluslararası mevzuata, Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğu belirtildi. Bunun ülke demokrasisine darbe vurduğu belirtilen basın açıklaması şu şekilde:

Türkiye'deki internet kısıtlamaları en temel hakları ihlal ediyor!

Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan 10 ili ve yaklaşık 15 milyon nüfusu kapsayan büyük depremin ardından 8 Şubat tarihinde saat 16.00 sonrasında Twitter ve Tiktok gibi sosyal medya platformlarına yönelik bant daraltma uygulanmaya başlandı. Söz konusu bant daraltma uygulaması alınan duyum ve bilgilere göre 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 60'ıncı maddesinin onuncu fıkrasına göre Cumhurbaşkanı’nın talebi üzerine BTK tarafından alınan karar üzerine uygulanmıştır. Türkiye’de daha önce birçok kez bant daraltma uygulamaları yapıldı. Soma Maden Katliamı’nda, Çorlu Tren Katliamı’nda uygulandı. Nerede mevcut iktidar eleştirilse, görevini yapmadığı belirtilse orada kullanıldı. Bant daraltma, erişim engeli, içerik çıkarma kararları gibi uygulamalar çoğunlukla kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar gibi şiddet mağduru dezavantajlı gruplara ve muhalefete karşı kullanılmaya çalışan bir yönteme dönüştürülüyor. Daha önce de Taksim patlamasında yine aynı yasa maddesine dayanarak aynı yöntem ile alınan karar ile bant daraltması uygulandı. Büyük Depremin ardından sosyal medya platformlarına özellikle de Twitter’a yönelik bu uygulama hiçbir fayda sağlamamakta, tam aksine enkaz altında bulunanlar, ölen ve yaralananların başta aileleri olmak üzere yakınlarının, tanıdıklarının olay yerinden yardım koordinasyon amaçlı enformasyon edinmesini ve bizatihi yardımın gerçekleştirilmesini engellemektedir. Bu erişim engeli depremzedelerin orada bulunan veya bulunmayan yakınlarının daha fazla kaygıya ve umutsuzluğa kapılmasına neden olmaktadır. Bunun dışında Twitter ve diğer sosyal medya platformlarından yazılan yardım ve destek çağrıları, gönüllü yazılımcılar ve programcılar tarafından göçük altındakilerin bulunması, yardım ve destek çağrılarının doğru yönlendirilmesi için haritalama ve derleme çalışmalarında kullanılmakta olup, bant daraltma uygulaması verilerin anlık ve doğru olarak elde edilmesini, yardımların doğru yere ulaşmasını engellemektedir. Sosyal medya platformlarının sahiplik ve sermaye yapısını bir kenara koyarsak, bu platformlar Türkiye gibi otokratik ve anaakım medyanın baskılandığı ülkelerde kamuoyuna enformasyon ulaştırmanın en önemli aracı haline gelmişlerdir. Bu yüzden de sosyal medyada bant daraltma uygulaması yalnızca haberleşme özgürlüğünü değil aynı zamanda ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünü de kısıtlamaktadır. Bu uygulama ile yurttaşların haber alma ve basının haber verme hakkı ihlal edilmektedir. Elektronik Haberleşme Kanununa 2016 yılında 671 sayılı OHAL KHK’sı ile eklenen bir metne dayanarak bant daraltma kararlarının alınması, gerek uluslararası mevzuata, gerek Anayasaya, gerekse emsal Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğu gibi ülke demokrasisine darbe vurmaktadır. Bu yüzden de kurulduğumuz günden bu yana söylediğimiz gibi “Bilgiye erişim özgürlüktür.” #internetimedokunma #internetyaşamdır. Afet zamanlarında doğru ve nitelikli enformasyona erişim yurttaşın asli hakkıdır ve hayatidir. Dezenformasyonla mücadele için siyasi erkin önce şeffaf bir şekilde enformasyon akışı ve yurttaşın enformasyon gereksinimi için altyapılara erişimi temin etmesi gerekir.